Ege’de el emeği taş ustalığı kıymete bindi

GÜNDEM (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 31.10.2023 - 11:45, Güncelleme: 31.10.2023 - 11:42 1222+ kez okundu.
 

Ege’de el emeği taş ustalığı kıymete bindi

El emeği ve ustalığın makine ve bilgisayara yenik düştüğü günümüzde pek çok sektörde olduğu gibi inşaat sektöründe de eskiye dönüş başladı.
El emeği ve ustalığın makine ve bilgisayara yenik düştüğü günümüzde pek çok sektörde olduğu gibi inşaat sektöründe de eskiye dönüş başladı. Özellikle depremlerden sonra sağlam ve en az enerji ile iklimlendirilebilen konutlar modern yapılardan daha fazla tutulmaya başladı. İnşaat sektöründe geriye dönüş başlayınca Türkiye’de sayıları her geçen gün azalan taş duvar ustaları da kıymete bindi. Aydın ve İzmir illerinin zirvesinde yer alan Ödemiş İlçesi’ne bağlı Bıçakçı Köyü’nün Ovacık Yaylası’nda inşa edilen taş evlerde unutulmaya yüz tutan Osmanlı mimarisi yeniden canlanmaya başladı. Görenleri adeta mest eden tamamen doğal ve bir o kadar da ustaca yapılmış taş evleri yapan ustalar randevu ile çalıştıklarını belirterek, okumakta zorlanan gençlerin bu mesleği öğrenmesini tavsiye ettiler. “Kısıtlı imkanlar nedeniyle okuyamadık ama hayallerimize kavuştuk” Çocukluk yıllarında kısıtlı imkanlar nedeniyle okuyamayınca ekmek parası kazanmak için taş duvar ustalığını öğrenen ve Bodrum’dan Ödemiş Ovacık Yaylası’na taş ev yapmaya gelen Coşkun, Yusuf ve Sadettin Öztürkler kardeşler sanatlarının ekmeğini yediklerini söylediler. İlk çağlardan bu yana, kalelerden konutlara, sosyal alanlardan yollara kadar birçok yapıya ayrı bir güzellik veren taşları işleyerek sanata dönüştüren ustalardan Coşkun Öztürkler, “Okuyup mühendis, mimar olmak hayalimizdi. Ancak bizim dönemimizde okumak kolay değil ve bol imkan gerektiriyordu. Okuyamadık ama taş duvar ustalarının yanında çıraklık yapıp bu işi öğrendik. Şimdi bizim işi yapabilen kişi sayısı yok denecek kadar azaldı. ‘İyi ki bu işi öğrenmişiz’ diyoruz. Çok fazla rağbet var. Ancak bu işi yapacak usta sayısı yok denecek kadar az. Bu nedenle randevu ile çalışıyoruz. Allah bereket versin, kazancımız da gayet iyi. Gençlerin bu mesleği öğrenmelerine tavsiye ediyorum” diye konuştu. Yılın 12 ayı iş olduğunu belirten Yusuf Öztürkler ise, ”Doğal olduğu için taş yapılar hem daha sağlıklı hem de daha güzel görünüyor. Eskiden tüm yapılar taştan yapılırmış. Asırlarca ayakta kalan taş yapılar gelişen teknoloji ile birlikte terk edilince, zamanla taş yapı ustası da kalmamış. Depremden sonra sağlamlığı için tercih edenler olduğu gibi ısıtma ve soğutması çok kolay olduğu için enerjiden tasarruf etmek isteyenler de tercih ediyor. Allah’a şükür işimizden ve kazancımızdan memnunuz” dedi. Başta astım hastaları olmak üzere, yaşlı ve kronik hastalığı bulunan pek çok kişinin doktor tavsiyesi ile yaz mevsimini geçirmek için çıktığı İzmir’in Ödemiş İlçesi’ne Bağlı Bıçakçı Köyü’nün oksijen deposu Ovacık Yaylası’nda inşa edilen taş evler mimarisi ve doğal güzelliği ile görenleri adeta tarihe yolculuk yaptırıyor.
El emeği ve ustalığın makine ve bilgisayara yenik düştüğü günümüzde pek çok sektörde olduğu gibi inşaat sektöründe de eskiye dönüş başladı.

El emeği ve ustalığın makine ve bilgisayara yenik düştüğü günümüzde pek çok sektörde olduğu gibi inşaat sektöründe de eskiye dönüş başladı. Özellikle depremlerden sonra sağlam ve en az enerji ile iklimlendirilebilen konutlar modern yapılardan daha fazla tutulmaya başladı. İnşaat sektöründe geriye dönüş başlayınca Türkiye’de sayıları her geçen gün azalan taş duvar ustaları da kıymete bindi.
Aydın ve İzmir illerinin zirvesinde yer alan Ödemiş İlçesi’ne bağlı Bıçakçı Köyü’nün Ovacık Yaylası’nda inşa edilen taş evlerde unutulmaya yüz tutan Osmanlı mimarisi yeniden canlanmaya başladı. Görenleri adeta mest eden tamamen doğal ve bir o kadar da ustaca yapılmış taş evleri yapan ustalar randevu ile çalıştıklarını belirterek, okumakta zorlanan gençlerin bu mesleği öğrenmesini tavsiye ettiler.
“Kısıtlı imkanlar nedeniyle okuyamadık ama hayallerimize kavuştuk”
Çocukluk yıllarında kısıtlı imkanlar nedeniyle okuyamayınca ekmek parası kazanmak için taş duvar ustalığını öğrenen ve Bodrum’dan Ödemiş Ovacık Yaylası’na taş ev yapmaya gelen Coşkun, Yusuf ve Sadettin Öztürkler kardeşler sanatlarının ekmeğini yediklerini söylediler.
İlk çağlardan bu yana, kalelerden konutlara, sosyal alanlardan yollara kadar birçok yapıya ayrı bir güzellik veren taşları işleyerek sanata dönüştüren ustalardan Coşkun Öztürkler, “Okuyup mühendis, mimar olmak hayalimizdi. Ancak bizim dönemimizde okumak kolay değil ve bol imkan gerektiriyordu. Okuyamadık ama taş duvar ustalarının yanında çıraklık yapıp bu işi öğrendik. Şimdi bizim işi yapabilen kişi sayısı yok denecek kadar azaldı. ‘İyi ki bu işi öğrenmişiz’ diyoruz. Çok fazla rağbet var. Ancak bu işi yapacak usta sayısı yok denecek kadar az. Bu nedenle randevu ile çalışıyoruz. Allah bereket versin, kazancımız da gayet iyi. Gençlerin bu mesleği öğrenmelerine tavsiye ediyorum” diye konuştu.
Yılın 12 ayı iş olduğunu belirten Yusuf Öztürkler ise, ”Doğal olduğu için taş yapılar hem daha sağlıklı hem de daha güzel görünüyor. Eskiden tüm yapılar taştan yapılırmış. Asırlarca ayakta kalan taş yapılar gelişen teknoloji ile birlikte terk edilince, zamanla taş yapı ustası da kalmamış. Depremden sonra sağlamlığı için tercih edenler olduğu gibi ısıtma ve soğutması çok kolay olduğu için enerjiden tasarruf etmek isteyenler de tercih ediyor. Allah’a şükür işimizden ve kazancımızdan memnunuz” dedi.
Başta astım hastaları olmak üzere, yaşlı ve kronik hastalığı bulunan pek çok kişinin doktor tavsiyesi ile yaz mevsimini geçirmek için çıktığı İzmir’in Ödemiş İlçesi’ne Bağlı Bıçakçı Köyü’nün oksijen deposu Ovacık Yaylası’nda inşa edilen taş evler mimarisi ve doğal güzelliği ile görenleri adeta tarihe yolculuk yaptırıyor.

Aydın HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.